Günümüz dünyasında en sık görülen kanser türlerinin başında akciğer kanseri geliyor. Bu nedenle kasım ayı tüm dünyada “Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı”, 17 Kasım da “Dünya Akciğer Kanseri Farkındalık Günü” olarak kabul ediliyor.
Türk Akciğer Kanseri Derneği (TAKD) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erdem Göker, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en sık görülen ve en çok ölüme sebep olan kanser türü olan akciğer kanseri için tıbbi onkoloji, göğüs hastalıkları, göğüs cerrahisi, radyasyon onkolojisi, radyoloji, nükleer tıp ve patoloji branşlarının ‘ortak akılla’ çalıştığını, akciğer kanseri hastalarının en hızlı şekilde tanı ve tedavi çözümlerinden yararlanmasını amaçladığını belirtti.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre 2018 yılı itibariyle yıl içinde 2 milyondan fazla kişiye (tüm kanserlerin yüzde 11,6’sı) akciğer kanseri tanısı konduğunu belirten Göker, “Ölüm nedeni sıklığında, kanser nedeniyle gerçekleşen ölümler arasında erkeklerde yüzde 22 ile birinci olan akciğer kanseri kadınlarda yüzde 13,8 ile meme kanserinin ardından ikinci sırada yer alıyor. Türkiye akciğer kanserinin görülme sıklığında yüz binde 36,9 ile dünya sıralamasında dokuzuncu sırada yer alırken, erkeklerde yüz binde 70,6 ile Macaristan ve Sırbistan’ın ardından dünyada üçüncü sırada yer alıyor.” dedi.
AKCİĞER KANSERİNDEN KORUNMAK MÜMKÜNDÜR
Korunmak için yapılacak tek şeyin, sigara ve diğer tütün ürünlerinden uzak durmak olduğunu hatırlatan Göker, “Tedavideki başarı şansı da sigarasızlıkla artmaktadır. Dumansız hava sahası Covid 19 pandemisi sırasında çok daha fazla önem kazanmıştır. Sigara içmek demek maskesiz dostluk yani düşmanlık demektir. Ya akciğer kanserine ya Covid 19 enfeksiyonuna davetiye çıkarmayınız. Hayatınız bu ülke için değerlidir.” dedi.
Göker ayrıca, “2018’de açıklanan ‘Türkiye’de Akciğer Kanseri Raporu’na göre akciğer kanserinin ülkemize olan toplam ekonomik yükü 8,8 milyar TL civarında. Dolaylı maliyetlerin de dahil edilmesiyle birlikte akciğer kanserinin hasta başı ortalama maliyetinin 175.838 TL olduğunu görüyoruz. Bu rakamın, günümüzde daha da arttığını düşünüyoruz. Akciğer kanserinde dolaylı maliyetlerin toplam ekonomik yük içinde önemli bir paya sahip olduğunu ifade etmemiz gerekiyor.” diye belirtti.
AKCİĞER KANSERİ TEDAVİLERİ COVID-19 SALGININDA DA DEVAM ETTİ
COVID-19 salgınının, tüm hastaların yanı sıra, akciğer kanserli hastaları da etkilediğini gördüklerini ifade eden Göker, “Uzmanlar kanser tanı oranlarının salgınla birlikte düşüş yaşadığına dikkat çekerken, AB ülkesi beş ülke ve ABD’deki hekimlerin yüzde 40’ından fazlası akciğer kanseri tanısında gecikmelerin yaşanmasını öngörüyor. İlgili hekimlerin yüzde 70’inden fazlası ise biyopsi ve planlı tedavilerde gecikmelerin yaşanmasını bekliyor. Covid 19 kuşkusu ile artan sayıda tomografi çekilmesi ile de akciğer kanseri bazı kişilerde erken yakalanabildi. Akciğer kanseri önlenebilir bir hastalıktır, erken evrelerde teşhis edildiğinde ve uygun tedavi uygulandığında tedavide başarı şansı yüksektir. COVID-19 salgını nedeniyle gerek tanı aşamasında gerekse tedavi ve izlem aşamasındaki hastaların mutlaka hekimleriyle iletişim kurmaları gerektiğini önemle duyurmak istiyoruz. Akciğer kanseri beklemez ama önlenebilir.” dedi.
Hibya Haber Ajansı