Fas sinemasının divası Farida Benlyazid ile Türkiye’de sinemaya verilen emekten söz edildiğinde akla ilk gelen isimlerden Sevin Okyay ve Hülya Uçansu’nun 15. yıla özel hazırlayacağı seçkilerin yanı sıra, bugüne kadar dünyanın dört bir köşesinden festivale katılmış sinemacıların öneriyle oluşturulacak bölümler ve festival danışma kuruluyla birlikte hazırlanacak program için geri sayım başladı. Kabinedeki tek kadın olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Uçan Süpürge’nin “5 kıtadan kadın bakanları festivale davet edelim” önerisine sıcak baktı. Bu buluşma siyaset ve sanat ortak paydasında gerçekleşen bir zirve olarak festival tarihindeki yerini alacak.
Bahara hazır mısınız
Hazırlıklarına uzun süre önce başlayan Uçan Süpürge, seyircileri ve destekçilerine “Hazır mısınız” diye soruyor. Biz de derneğin başkanı Halime Güner’e sorduk.
Ülkemizin ilk kadın filmleri festivali Ankara’da doğdu, büyüdü, 15. yaşına ulaştı. Hazırlıklar nasıl gidiyor?
Bunca yıldır kesintisiz uluslararası bir organizasyon yapmak, üstelik kadın konusunu ülke ve dünya gündemine taşıyarak kadınların sanatla nasıl güçlendiğini, nasıl dayanıştığını ve kendini ifade ettiğini göstermek kolay değil. Bu kadar zahmetli, yoğun emek gerektiren bir projenin artık kutlamayı hak ettiğini düşünüyoruz ve 15. yılımıza özel bir programla Ankara baharını karşılamaya hazırlanıyoruz. Bunu hem kendimiz için hem de bunca yıl destek veren tüm kişi ve kurumlar için yapacağız. 15. yıla bizi getiren yolculuğun kilometre taşlarını hatırlamaya ve katkıda bulunanların dayanışmasını hatırlatmaya ihtiyaç duyuyoruz. İlk festivalimizden bu yana bizi yalnız bırakmayan binlerce seyircimiz, dünyanın neresine gitsek “Festivalinizi biliyoruz” diyen kuruluşlar, emeğimizi milyonlarca kişiye ulaştıran medya ve yürekten destekleyen herkesle birlikte festivalin 15. yaşını kutlamaya hazırlanıyoruz. Geçen haziranda başlayan hazırlıklarımız yeni yılla birlikte hız kazanıyor. 2012’nin ilk günlerinden itibaren çok hareketli, yorucu ama çok keyifli bir döneme giriyoruz.
Fas’tan ödül geldi
Fas sinemasının divası Farida Benlyazid ile Türkiye’de sinemaya emek vermek dendiğinden akla ilk gelen isimlerden Sevin Okyay ve Hülya Uçansu’nun 15. yıla özel hazırlayacağı seçkilerin yanı sıra, bugüne kadar dünyanın dört bir köşesinden festivale katılmış sinemacıların öneriyle oluşturulacak bölümler ve festival danışma kuruluyla birlikte hazırlanacak program için geri sayım başladı.
Fas’tan bir de ödül aldınız bu sene?
Evet. Fas’ta uzun yıllardır düzenlenen Sale Uluslararası Kadın Filmleri Festivali kadın hakları ve sinema alanlarına yaptığımız katkılardan dolayı Onur Ödülü’nü bu yıl Uçan Süpürge’ye verdi. Hakkımızda çıkan haberlere bakıp “Türkiye’de festivalimizi duymayan kalmadı herhalde” derken, bir başka ülkenin festivali tarafından taltif edilmek çok anlamlıydı. Üstelik “Ne kadar neşeli bir festivalsiniz” diye vermediler bu ödülü, Uçan Süpürge’yi epey incelemişler, çalışmalarımıza bakmışlar, yarattığımız etkiyi görmüşler, ondan sonra karar vermişler. Jüri başkanı Kanadalıydı, diğer üyelerse dünyanın seçkin festivallerinden gelmişlerdi. Fas’ın Çalışma Bakanı, Uçan Süpürge için Türkiye Büyükelçiliği heyetinin de katıldığı bir resepsiyon verdi.
Bouregreg Derneği’nin kamu kuruluşları ve özel sektör kuruluşlarının da desteğiyle düzenlediği festival, bu yıl 19-24 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirildi. Bouregreg Derneği Fas’ta demokratikleşme, sosyal adalet, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri konularında çalışmalar yapan bir sivil toplum kuruluşu. Türkiye’deki kadın hareketinin, politik gündemin ve kültürel ortamın yakın takipçisi olan Faslı kadınlar, Uçan Süpürge’yi orada büyük bir coşkuyla karşıladı. Fas Kralı tarafından davet edildik. Kral dahil herkes, dünyada kadınların sinemada neleri başardığının farkında ve onları üçlü biçimde destekliyorlar. Biz de Kültür ve Turizm Bakanlığımızın, Fas’tan ödül alan Uçan Süpürge’ye 15. yılında vereceği desteğin daha farklı olacağına inanıyoruz.
Daha çok sinema
Uçan Süpürge yerel ve ulusal değil, küresel bir festivale imza atıyor diyebilir miyiz?
Tematik festivaller için daha çok çalışmak, daha yoğun emek gerekiyor. Ulaşabildiklerimizle yetinmeyip ülkelerin kadın sineması repertuarını didik didik ederek hazırladık hep programımızı. Bu da festivali dünya çapında bir yere taşıdı. Kadınlar artık daha çok sinemayapıyor. Kendi hikayelerini anlatabiliyor, başka ülkelerdeki kız kardeşlerinin acılarına ya da mutluluklarına bakabiliyorlar. Küresel dayanışma için de sinema gerekli. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali dünyada FIPRESCI Ödülü’nün (Uluslararası Film Eleştirmenleri Birliği) düzenli olarak verildiği tek kadın filmleri festivali. Bu bir prestij ödülü. Dünyanın dört bir köşesinden büyük kadın yönetmenler filmlerinin ilk gösterimleri için Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivalini tercih ediyor.
Yüz bin üniversiteli
GEÇEN yıl festivali ODTÜ, Hacettepe ve Ankara üniversitelerinin kampuslarına taşıdık, onlarca film, söyleşi, sergi ve açık hava etkinlikleriyle 100 bine yakın üniversiteliye ulaştık. Festivalin başlangıcıyla bugün geldiğimiz nokta arasında şöyle bir fark var: Bir filmi internette görüp programa almak değil, hedeflediğimiz konu başlıklarına göre taramalar yapmak, bir filmi sadece izlemek değil hikayesinin hayatımızda dokunduğu yerleri düşünmek, tartışmak? Filmleri izleyip ardından söyleşiler düzenleyerek, televizyonprogramlarına bu konuları kamuoyuna taşıyarak, bunun kadın mücadelesine katkısını anlatıyoruz. Bu tartışmalar yönetmenin bir sonraki filmine de ilham veriyor, temel teşkil ediyor belki.
Sürprizli ve kışkırtıcı
BU yıl da ekibimiz festival için 500’e yakın filmi izleyip değerlendirecek. Danışma kurulumuzun desteğiyle bu sene de renkli ve zengin bir program hazırlıyoruz. Sürprizli, şaşırtıcı, kışkırtıcı bir festival yılı olacak 2012. Sinemaya farklı alanlarda uzun yıllar emek vermiş sanatçılar festivale özel film seçkileri hazırlayacak. FIPRESCI jürisi yine yepyeni filmler arasında seçim yapmakta zorlanacak. Yazarlar, gazeteciler, kadın örgütleri, akademisyenler ve sinemacılar yine sözel bölümlerde bilgi ve deneyimlerini festival seyircisiyle paylaşacak. Festivalde tam bir dayanışma yaşayacağız. Ankara’da birçok kez destek gördüğümüz Altındağ ve Çankaya Belediyelerinden, ayrıcaAnkara Ticaret Odası’ndan 15. festival için dayanışma sözü aldık. Diğer ilçe belediyelerini de başkentin bu saygın festivaline destek olmaya davet ediyoruz. Bu yıl bizimle birlikte olup bu kutlamaya katılmak isteyen herkesi 10-17 Mayıs arasında yanımızda görmekten mutluluk duyacağız. Festivalimizi 30’lu yaşlarına taşıdığımızda geriye dönüp “Dönüm noktalarında beraberdik” demenin kıymetli olduğunu düşünüyorum.
Uçan Süpürge’nin çalışmalarıyla ilgili bilgiye www.ucansupurge.org adresinden ulaşabilirsiniz.
Kaynak bulmak 15 yıllık serüven
FESTİVALE maddi kaynak bulmak hiçbir zaman kolay olmadı. Ekonomik kriz zamanlarında bile kadınların bu mücadelesine yatırım yapacak kadar yürekli ve duyarlı kurum/kuruluşlar vardı. Çünkü bu bir ülke meselesi. Kadınlar sinemayı kullanarak savaşı, çevre katliamını, yoksulluğu, şiddeti gösterirken, aynı zamanda barışa, hak ve özgürlüklere, dayanışmaya dikkat çekiyor. Bu kadar yapıcı çabaları destekleyip kadınlara yatırım yapan ülkeler uzun vadede kârlı çıkar, çünkü kadınların üretimi toplumu dönüştürücü etki yaratıyor.
En umutsuz zamanlarda bile yalnız olmadığımızı hissettiren, festivaline sahip çıkan bir seyirci kitlemiz var. Onlarla birlikte büyütüyoruz festivali. Ankara, İstanbul ve İzmir’de sinemaya ve kadın çalışmalarına önemli katkıları bulunan danışma kurulu üyelerimiz var, büyük bölümü akademisyen. Yaptığımız işi ciddiye alıyoruz. Bir Sezen Aksu şarkısındaki gibi “seyirlik değil ömürlük” bir festival yapıyoruz.
Uluslararası bir festivale girişirken, yüzlerce kişiye ulaşmaya çalışırken, Türkiye’nin tanıtımına yeni kapılar açalım derken bir de baktık ki 15. yıla gelmişiz.
Mücadelenin festivali
Bu süre içinde dünyada olup bitenlere de tanıklık ettik. Mesela, İspanya sinemasından örnekler gösterirken oralı kadın yönetmenlerle ülkelerinde başbakanın kabinenin önemli bir bölümünü kadınlardan oluşturduğunu konuşuyorduk. Hindistan’dan gelen sinemacı kadınlardan, çokuluslu şirketlerin kirlettiği yeraltı sularına karşı kadınların mücadelesini dinledik. Medeni Yasa, Ceza Yasası değişirken, festivale gelen yabancı gazetecilere yasal kazanımlarımızı anlatıyorduk. Almanya’dan gelenler ise zorla evliliklerin ülkelerinde televizyondizilerinden filmlere kitaplara kadar her yerde ele alındığından söz ediyor, çözüm için birlikte neler yapabileceğimizi soruyorlardı. Festival bizim için sadece filmlerden ibaret olmadı. 12 Eylül darbesinden aşka, küçük yaşta evliliklerden ideolojiye kadar pek çok temaya festival çerçevesinde alan açtık, tartıştık, tartıştırdık. 2000’lerin başında tüm dünya barışı konuşurken biz de festivale Margaretta Papandreu’yu konuk etmiştik. Suyun iki yanından kadınlar olarak barışı mesajlarımızı festival aracılığıyla vermemiz CNN International’a haber olmuştu o günlerde. Demokratikleşmeye önemli katkıları oldu festivalin. Bugün Meclis’te kürsülerde kadınların taleplerini görünür kılan bir dil ve söylem varsa bunda Uçan Süpürge’nin payı çok büyüktür.