Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Gerek değerli dostum Sayın Putin’e, gerekse değerli dostum Ruhani’ye şöyle bir teklifim var, ben bu teklifi daha önce uluslararası camiaya da yaptım, güvenli bölgede konut inşası temin edelim diyorum. Bu konut inşasını yapmak suretiyle bu insanları çadırlardan kurtaralım, oraların güvenli bölge haline getirilmesini bizler birlikte sağlayalım” dedi. Türkiye’nin ev sahipliğinde yapılan Türkiye-Rusya-İran liderleri Suriye zirvesi sonrasında düzenlenen ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularına cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ve Ruhani’ye yeni bir teklifte bulundu.
Türkiye’nin Suriye’de yaptığı terörle mücadelenin inşa ve ihya harekatı olduğunun altını çizen Erdoğan, “Birilerinin Suriye dışında kendilerine göre yapmış olduğu parselosyanlar bizim için geçerli değildir. Biz bu toprak ameliyatlarına sıcak bakmıyoruz. Bu bölge bunların geçmişte çok bedelini ödedi. Bütün bunlarla beraber terörizmin bunu bir fırsata dönüştürüp Suriye’den ülkemize tacizde bulunmasına da fırsat vermeyi asla kabul etmemiz mümkün değil. Burada bizim durumumuzda olan ikinci bir ülke yok. Biz 911 kilometre ile sınır bir ülkeyiz. Bütün tacizler ülkemize yapılmıştır. Bunda durmak bilmediler. 100’ü aşkın roket atışları yapıldı, 100’ü aşkın vatandaşımız şehit oldu, biz hep sabrettik, artık ‘yetti’ dedik ve ondan sonra bu teröristlere karşı önce Cerablus, ondan sonra da Zeytin Dalı Harekatı ile bu harekatı gerçekleştirmek zorunda kaldık. Şuan itibariyle sadece Cerablus, El Bab, Rai, bu aradaki 2 bin kilometrekarelik alana 160 bin kişi geri döndü. Oradaki alt yapı çalışmalarını yine bizler yapıyoruz. Çadır kentlerde kalan o bölgenin halkı geri dönmeye başladı. Benzer durum Afrin’de olacaktır. Şunun bilinmesini istiyoruz, bu bir inşa ve ihya hareketidir. Bunu hareketi yaparken bölgede gerek Rusya gerek İran, Astana sürecinin garantörleri olarak Soçi’de başlayan bu süreci de emin adımlarla yürüteceğiz. Biz Astana’yı hiçbir zaman Cenevre’ye alternatif olarak ileri sürmedik, tamamlayıcısıdır dedik. Birileri illa buna ‘Cenevre’nin alternatifidir’ diyorsa ona diyecek sözümüz yok, bizim için asıl olan netice almaktır. Bu neticeyi nerede alacaksak bunun için adım atacağız. Netice alma mecburiyetimiz var, oyalanmaya tahammülümüz yok. Burada insanlar ölüyor, en son Doğu Guta’da meydana gelenleri gördük, o yavruların acımasızca öldürüldüklerini gördük. Bütün bunları gördükten sonra kimse kusura bakmasın, ben kucağıma 6 aylık çocuğu aldığım zaman bizim yüreklerimiz parçalanıyor, biz babayız, bunun yanında Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanıyız. Bunlara dayanabilmek için insan olmamak gerekir diye düşünüyorum” diye konuştu.
“Gerek değerli dostum Sayın Putin’e, gerekse değerli dostum Ruhani’ye şöyle bir teklifim var”
Putin ve Ruhani’ye yeni bir teklif sunan Erdoğan, “Şuanda Telabyat tarafında, yani Doğu Guta’dan gelen yaralılara yönelik bir adım atılması hususunda burada bizler sür'atle gerek Silahlı Kuvvetlerimiz Rus Silahlı Kuvvetleri ile birlikte dayanışma içinde orada bir sahra hastanesi kurmak suretiyle bu yaralılara ilk müdahalenin yapılmasını temin edelim istiyoruz. Bütün bunların yanında büyük fırınlar kurup bölgenin ekmek ihtiyacını karşılamak istiyoruz. Bu fırınlar şuanda kurulmuş olabilir. Benim asıl üzerinde durmam gereken, gerek değerli dostum Sayın Putin’e, gerekse değerli dostum Ruhani’ye şöyle bir teklifim var, ben bu teklifi daha önce uluslararası camiaya da yaptım, güvenli bölgede konut inşası temin edelim diyorum. Bu konut inşasını yapmak suretiyle bu insanları çadırlardan kurtaralım, oraların güvenli bölge haline getirilmesini bizler birlikte sağlayalım ve bu insanlar bu koşullardan kurtulsun ve kendilerine hazırladığımız o yerlerde, 500’er metrekarelik bir arsa içinde kendilerine yerel mimari ile yapacağımız konutlar, konutun dışındaki yerde eksin, biçsin, oradan kendisine imkanlar sağlasın. Böyle bir adım atmak suretiyle onları normal yaşamına kavuşturalım diyorum. Bu konuda bazı ülkelerin bazı taahhütleri var. Böyle bir adımı birlikte atabilirsek öyle zannediyorum ki bu Suriye halkına ciddi bir sinerji meydana getirmek suretiyle faydalı olacaktır” şeklinde konuştu.
“Bu sorun bitene kadar mücadeleye devam edeceğiz”
Terörle mücadelenin terörü sonlandırana kadar süreceğini kaydeden Erdoğan, “Teröristle mücadele, terörle mücadele zamanlaması yapılan bir süreç değildir. Terör her zaman var olduğu yerde ezilmelidir, yok olduğu anda siz de huzura erersiniz. Huzurlu bir toplum içinde yolunuza devam edersiniz. Terörün ve teröristin olduğu bölgede bunlara karşı mücadeleyi sürdürmektir. Türkiye’nin hem içeride hem sınır ötesinde terörle mücadele sorunu vardır. Bu sorun bitene kadar mücadeleye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
İran Cumhurbaşkanı Ruhani: "Hiçbir ülke Suriye’nin geleceği için karar verme hakkına sahip değildir"
Türkiye-Rusya-İran 3'lü Zirvesi sonrası açıklama yapan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, "Bizim yapmamız gereken iş Suriye'nin geleceğinin şekillenmesi için yardımcı olmaktır. Hiçbir ülke Suriye’nin geleceği için karar verme hakkına sahip değildir. Bizler Astana sürecinin garantörü üç ülke olarak bu doğrultudaki çabalarımıza devam edeceğiz. Amerikan hükümetinin ne sözlerine ne de vaatlerine güvenebiliyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin katıldığı "Türkiye-Rusya-İran 3'lü Zirvesi" sona erdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ev sahipliğinde saat 13.20'de başlayan zirve, çalışma yemeği ile beraber yaklaşık 2 saat sürdü. Zirveye Türkiye heyetinden Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan da katıldı. Üç lider, zirve sonrası ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda açıklama yapan İran Cumhurbaşkanı Ruhani, öncelikle Türkiye'de sıcak bir misafirperverlikle ağırlanmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Bölgenin son yıllarda büyük bir terör sorunuyla karşılaştığını belirten Ruhani, bölgedeki teröristlerin bazı ülkeler tarafından eğitildiğine ve para, modern silahların temin edildiğine değindi. Teröristlerin Suriye’ye ait petrolü, tarihi müzeleri, değerli eserleri sattığını ifade den Ruhani, "Başta Amerika olmak üzere büyük dünya güçleri, DEAŞ, El-Nusra gibi terör örgütlerinin onların aracı olarak bizim bölgemizde uzun yıllar kalmasını istiyor. Suriye ve Irak gibi büyük halklar, dost ülkeler ve milletler bu büyük komployu yok etti" şeklinde konuştu.
"Astana sürecinin garantörü üç ülke olarak çabalarımıza devam edeceğiz"
Terörizmle mücadele doğrultusunda 15 ay önce Astana’da yapılan toplantıyı anımsatan Ruhani, "Astana süreci Suriye’de kısa bir ateşkesin sağlanmasına neden oldu. Bu süreçte Rusya, İran ve Türkiye temel rol oynadılar, bakanlar seviyesinde de çeşitli toplantılar gerçekleşti. İlk liderler toplantısı da Soçi'de gerçekleşti, daha sonra Suriye Ulusal Diyalog Kongresi gerçekleşti. Bu gerçekten umut verici bir süreçti. Bu süreci devam ettirmemiz lazım. Çünkü Suriye’de çeşitli gelişmeler gerçekleşti. Ben Suriye halkının geçmişe nazaran bugün umutlarının daha fazla olduğunu görmekten çok memnunum. Zirvede Suriye'nin geleceğiyle ilgili çeşitli ve çok önemli toplantılar gerçekleştirdik. Benim için en mutluluk verici olan Suriye’deki mazlum halkı kurtarmak için mutabık kalınması oldu. Ümit ediyorum ki pratikte de bu şekilde uygulanır" diye konuştu.
Suriye halkının daha refah ve huzur içerisinde yaşaması için milli egemenliğinin ve bağımsızlığının dikkate alınmasını en önemli amaç olarak vurguladıklarını dile getiren Ruhani, "Terörizmle mücadele devam etmelidir ve terör örgütlerinin kalıntıları da Suriye'den çıkarılmalıdır. Bizim yapmamız gereken iş Suriye'nin geleceğinin şekillenmesi için yardımcı olmaktır. Hiçbir ülke Suriye’nin geleceği için karar verme hakkına sahip değildir. Suriye'nin geleceği sadece Suriye halkına aittir, anayasa reformunu isteyerek kendi geleceklerine karar verebilirler. Bizler Astana sürecinin garantörü üç ülke olarak bu doğrultudaki çabalarımıza devam edeceğiz. Bölgemizin en büyük bayram günü Suriye'deki savaşın son bulduğu gün olacaktır" dedi.
"Bölgemizin haritası hiçbir şekilde değişmemeli"
Açıklamaların ardından liderler basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Üç ülkenin Suriye konusundaki çabaları tahrip etmek amacıyla batılı ülkelerin sabotajlarına karşı nasıl bir tutum izleyecekleri sorusu üzerine Ruhani, "Bizim bugüne kadar gördüğümüz Amerika ve İsraillilerin pek de başarılı olamadıklarıdır. Şam hükümetini yıkmak içerisindeydiler ve teröristleri bu bölgede hakim kılmak istiyorlardı. Kendi menfaatlerini güdüyorlardı ancak bugüne kadar başarılı olduklarını söyleyemeyiz. İran hükümeti Suriye olaylarının başından itibaren her zaman bölgemizdeki terörizmle mücadeleye vurgu yapmıştır. Bölgemizin haritası hiçbir şekilde değişmemeli. Biz yakın zamanda Suriye'nin güvenliğinin sağlandığını görmek istiyoruz. Barışı destekleyen başta burada bulunan üç ülkenin ve diğer ülkelerin hedeflerine ulaşmalarını diliyoruz" dedi.
Amerika'nın Suriye'den çekilmesine dair açıklamalarını da değerlendiren Ruhani, "Amerika her gün bir şey söylüyor, mevcut Amerikan hükümetinin ne sözlerine ne de vaatlerine güvenebiliyoruz. Önce Suriye'den çıkmak istediklerini söylediler, ardından Arap ülkelerinden para isteyerek kalacaklarını söylüyorlar. Görünen o ki para almak istedikleri ülkelerden para alacaklar ve Suriye'de kalacaklar" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da, bu paranın miktarının 7 trilyon dolar olduğunu ekledi.
Putin: “Rusya, İran ve Türkiye, Suriye’nin egemenliği, toprak bütünlüğü ve bağımsızlığını sağlamaktan yanadır”
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “Bizim kesin kararlılığımız şu doğrultudadır; Rusya, İran ve Türkiye, Suriye’nin egemenliği, toprak bütünlüğü ve bağımsızlığını sağlamaktan yanadır” dedi.
Türkiye’nin ev sahipliğinde Rusya ve İran liderlerinin katılımı ile yapılan 3'lü Suriye Zirvesi sonrasında düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bugünkü görüşmelerin son derece yapıcı hava içerisinde gerçekleştiğini belirterek, “Suriye’deki durumun temel yönlerini ele aldık. Bu ülkede kalıcı bir normalleşmenin tesisine yönelik adımlarla ilgili görüş alışverişinde bulunduk. Önemli mutabakatlar sağladık. Bu mutabakatlar görüşmemizin sonucunda imzaladığımız ortak bildiride yer aldı. Bizim kesin kararlılığımız şu doğrultudadır; Rusya, İran ve Türkiye, Suriye’nin egemenliği, toprak bütünlüğü ve bağımsızlığını sağlamaktan yanadır. Bunu da ortak bildiriye yansıttık. Bu ilkesel tutum bugün çok önemli. Bazıları mezhepsel ve etnik çatışmaları körükleme teşebbüslerinde bulunuyor bu ülkede. Ülkeyi parçalamaya çalışıyor ve Ortadoğu’daki çatışma potansiyelini yıllar boyu muhafaza etmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.
"Biz 3’lü işbirliğimizi tüm yönleriyle arttırmaya, genişletmeye karar verdik”
“Biz 3’lü işbirliğimizi tüm yönleriyle arttırmaya, genişletmeye karar verdik” diyen Putin, “Özellikle Astana formatında. Astana formatı verimli olduğunu defalarca kanıtlamıştır. Garantör ülke olan Rusya, Türkiye ve İran’ın işbirliği sayesinde Suriye’deki şiddet oranı ciddi ölçüde azaltılabildi. IŞİD’in temel güçleri yenilgiye uğratıldı ve diğer terör örgütlerinin askeri güçlerine de zarar verildi ciddi ölçüde. İç ve dış mülteciler evlerine dönmeye başladılar. Sosyal ve ekonomik tesislerin yeniden yapılanması söz konusu Suriye’de. Astana süreci çerçevesinde önceliklerimizden bir tanesi şudur; Suriye meselesinin siyasi boyutunu güçlendirmeye çalışacağız. Suriyeliler arası diyaloğun ilerletilmesi önceliğimizdir. Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'nin sonuçları da çok önemlidir. Orada elde edilen mutabakatların kanaatimizce alternatifi yoktur” değerlendirmesinde bulundu.
“Doğu Guta’da benzeri olmayan bir operasyon gerçekleştirdik”
Putin, konuşmasına şöyle devam etti: “İranlı ve Türkiyeli meslektaşlarımızla Soçi forumunun sonuçlarının hayata geçirilmesiyle ilgili adımları da ele aldık. Cenevre’de BM’nin nezdinde bir anayasa komitesi kuruluyor. Bu komitenin faaliyetleri çerçevesinde Suriyeliler ülkelerinin gelecekteki devlet yapısı parametrelerini kendileri belirleyecekler. Görüşmemizin önemli konularından bir tanesi, insani yardım meselesiydi. Bu meselenin siyasallaştırılmaması gerekiyor. Ben meslektaşlarımı Rusya’nın bu doğrultuda sarf etmiş olduğu gayretler konusunda bilgilendirdim. Doğu Guta’da benzeri olmayan bir operasyon gerçekleştirdik. Çatışma bölgelerine devamlı olarak insani yardımlar gönderiliyor. Rus vatandaşların bağışları sayesinde yapılıyor bu. Şubat ayında bu bağışlar sayesinde 77 ton erzak ve ilk yardım ürünleri ulaştırılabildi Suriye’ye. Rusya, Türkiye ve İran bahsedildiği gibi terörle mücadele konusunda da gayretlerini birleştirecekler. İnsani yardım konusu üzerine yoğunlaşacaklar.”
“Bizim hedefimiz teröristleri tamamen ortadan kaldırmaktır”
Suriye’nin sosyal ve ekonomik altyapısını da kalkındırdıklarını vurgulayan Putin, "Rus şirketler bununla ilgili bir takım projeler gerçekleştiriyor. Hatta bir zamanlar teröristlerin bir zamanlar kol gezdiği bölgelerde gerçekleşiyor bu projeler. Bizim hedefimiz teröristleri tamamen ortadan kaldırmaktır. Barış sürecini ilerletme çabalarımızı zedelemeye çalışıyorlar. Örneğin, militanlar zehirleyici maddelerin kullanıldığı bazı provokasyonlara başvuruyorlar. Buna dair açık ve net kanıtlarımız var. Son olarak meslektaşlarıma bu verimli görüşmelerden dolayı teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Eminim bu zirvenin sonucunda somut tedbirler alınacaktır ve sonuçları da Suriye’de barış ve istikrarın tesis edilmesine yönelik çalışmalara katkı sağlayacaktır” şeklinde konuştu.
Rus heyetinin Türkiye’deki ikinci günü olduğunu söyleyen Putin, “Birinci günümüzde ikili görüşmelerimiz oldu. Bu ziyaret çok başarılı geçti. Ben Türk dostlarıma, Erdoğan’a iki gün içerisinde muazzam organizasyon düzenledikleri için teşekkür etmek istiyorum” dedi.
“Bütün ülkeleri çağırıyoruz, sözde değil artık somut bir şekilde adım atsınlar”
Konuşmaların ardından üç lider basın mensuplarının sorularını cevapladı. Suriye’nin siyasi sürecinden bahsedildiği hatırlatılarak, enerji alt yapısının kurulmasına yönelik Rusya’nın yılın başında yol haritası imzaladığı ve şu anda Suriye’nin ekonomik ve enerji altyapısının kurulmasıyla ilgili herhangi bir somut projenin olup olmadığı sorusu üzerine Putin, şunları söyledi: “Siyasi çözümün yanı sıra insanların normal yaşam koşullarını sağlamak lazım. Dışarıdan yatırım olmadan bunu yapamıyoruz. Dolayısıyla bütün ülkeleri çağırıyoruz. Sözde değil artık somut bir şekilde adım atsınlar. İlk olarak insani yardıma katkıda bulunsunlar. Ama Rusya, İran ve Türkiye dışında kimse bir adım atmıyor. BM çerçevesinde çok kısıtlı insani yardım miktarları gönderiliyor. Bu yeterli değil. Mutlaka herkes Suriye’nin altyapısını, üst yapısını yeniden tesis etmeye katılmalıdır.”
“Eski Rus ajan Sergey Skripal’le ilgili dün sizin temsilcileriniz ifade ettiği gibi İngiltere artık özür dileyecek mi?” sorusu üzerine Putin, “Biz hiçbir şey beklemiyoruz. Bu kadar bir zarar görmeyecek bizim ikili ilişkilerimiz. Bu Skripal olayına ilişkin değil de bütün bizim uluslararası gündeme, bizim İngiltere ile olan ilişkilerimize yönelik bir konu. Bizim işbirliğimiz mutlaka uluslararası hukuk zeminine oturmalıdır ve bu şekilde uluslararası ilişkiler daha sağlıklı, istikrarlı olacaktır” açıklamasında bulundu.
“Bence bu teklif çok isabetli oldu"
“Biz Rusya olarak aldığımız taahhütleri yerine getirmeye çalışıyoruz” ifadesini kullanan Putin, “Ne zaman bunu yapabileceğiz bunu anlatıyoruz. Türkiye mülteci bakımından bir yük kendisine aldı. Ama hakikaten çok eşsiz bir durum. Diğer ülkeler mesela Filistin konusunda mülteciden bir yük aldı. Rusya olarak biz Ukrayna’dan gelen mültecilerin yükünü üzerimize aldık. Bizim aslında sorunları çözmemiz lazım mülteci göçmenler olmasın diye. Bugün üçlü formatta Suriye meselesini çözmek için bir araya geldik. İnanıyoruz ki çalışmalarımızın başarılı neticeleri olacaktır. Erdoğan’ın yeni teklifleriyle ilgili bizim özellikle insani yardım konusunda daha etkin bir çalışma yapmamız gerekiyor teklifinde bulundu. İhtiyaç duyulan gerek çatışmasızlık bölgelerinde, gerekse de Suriye genelinde ihtiyaç duydukları, insanlara acil yardım tıbbi yardım konusunda neler yapabileceğimizi somut bir şekilde değerlendireceğiz. Bence bu teklif çok isabetli oldu. Ruhani de bunu destekliyor. Bunun üzerinde bir çalışma yapacağız ve buna yönelik somut adım atacağız” şeklinde konuştu.