Cumhurbaşkanlığı himayesinde ve Esenler Belediyesi'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen Uluslararası Şehir ve Sivil Toplum Kuruluşları Zirvesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla devam etti. Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen zirveye, Erdoğan'ın yanı sıra, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavakçı Kan, AK Parti İstanbul Milletvekili ve MKYK üyesi Burhan Kuzu, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, zirvenin kurulu üyeleri ile yerel ve uluslararası sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve çok sayıda akademisyen katıldı. Şehir ve insan hayatına yönelik çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşların iş birliğinin artması amacıyla gerçekleşen zirvede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuştu. 60 ülkeden 192 sivil toplum kuruluşunun katıldığı zirvede konuşan Erdoğan, şehrin önemine değinerek, "Şehir sadece mekan değildir. Şehir bunun ötesinde insanın hayata kendine ve etrafındaki tüm varlıklara dair tasavvurunu tecessüm etmiş halidir. Şehirler bir medeniyetin kurucu unsuru olmuştur. Medeniyet şehirdir. Şehir de Medinedir. Medine 14 asırlık tarihi boyuncu islam medeniyetinin sembol şehri olmuştur. Batı medeniyetine baktığımızda ise kurucu şehir misyonunun Atina ve Roma üstlendiğini görürüz .Bu iki medeniyet arasındaki farka baktığımızda İslam medeniyetinde yaratıcı ile yaratılan arasındaki ilişki doğrudan şehre yansırken, batıda daha çok çatışma üzerinden şekillenmiştir. Tevhid yani vahdet birlik ve bütün tüm İslam şehirlerin alameti farikasıdır. Medine'de çarşı ile cami, medrese ile pazar yeri ölümle hayat bir bütündür. Şehrin merkezinin mabedler, ulu camiler oluşturur. İslam şehirlerinde ihtişam ile sadelik, vakar ile tevazu yeni ile eski dünya ile ahiret iç içedir ve bir aradadır" dedi.
İstanbul'un her yönüyle müstesna bir şehir olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz bu şehrin kıymetini bilemedik. Bu şehre ihanet ettik. Halen de ihanet ediyoruz. Ben de bundan sorumluyum. Ben çocukluğumu arıyorum İstanbul'da. Bazı şehirler vardır iyi yazılmış kitap gibidir okumaya doyamazsınız. Nasıl bir kitap sayfalarında bazı şeyler saklı ise İstanbul'un sokağında da saklı bir tarih asırlık bir tecrübe vardır. Hayattan canlı ölür.İstanbul kültürün, siyasetin, sanatın ticaretin payitahtı olmuş bir şehirdir. İstanbul onca yaşadıklarına rağmen halen ayaktadır. Türk İslam medeniyetinin kalelerinden biri olmayı sürdürmektedir. Belediye başkanı olduğum zaman 8 milyon nüfus şimdi 15 milyon nüfus. Dünyada eşi benzeri olmayan nadide şehirlerden bir tanesi. Bizler elimizdekinin kıymetini onu kaybedince anlıyoruz. Emsalsiz değerlerin hakkını yeterince veremiyoruz. Bunun en bariz görüldüğü yer şehirleşme ve mimari. Şehirleşme noktasında ciddi sorunlarımızın olduğunu, eksiklerimiz olduğunu ,estetikten, incelikten köklü medeniyet değerlerinden yoksun tek düze bir mimari anlayışın giderek yaygınlaştığını üzüntüye görüyorum. Kibrit kutuların ölçülerini aşacak şekilde benzer taş yığınlarının olduğu şehir.Bu bizim medeniyetimizde yok. Maalesef maddi kaygılar pek çok hassasiyetin önüne geçiyor. Geçmiş bugün gelecek arasındaki hassas denge çoğu zaman yeterince gözetilmiyor. Şehir insanı terbiye ettiği gibi kötü şehir de inanı ahlaksızlaştırır. Binalarımız yükseldikçe ufkumuz kararıyor. Şehirler giderek milyonlarca insanın yalnız olduğu yerlere dönüyor. Bencilliğin arttığı, gösteriş şatafatın yaygınlaştığı bir dönemde yaşıyoruz. Böyle bir şehir atmosferinde, sevgi, merhamet, hoşgörü, tahammül azalıyor. İnsanı merkeze almayan hiçbir projenin benim gözümde hiçbir değir yok. Her şehrin karakteri ve ruhu vardır. Her şehir onu yönetenleri aynası gibidir" dedi.
Şehrin çocuklarımıza bir emanet olduğu bilinciyle hareket edilmesi gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kopyalamak yerine uyarlamalı, kendi kültürümüzden katarak bunu yeniden yoğurmalıyız. Vahşi kapitalizmin hırsına asla kapılmamalıyız. AK Parti olarak ak bir sicile , çok ciddi bir birikime sahibiz. Bu hareketin kuruluşunun üzerinde bir buçuk yıl bile geçmeden iktidar olması, öncelikle Türkiye'nin yerel yönetimlerde gerçekleştirdiği köklü devrimin sonucudur. Türkiye'de belediyeler iktidar olmanın ve iktidarda kalmanın kilididir. Demokrasi demokrasi yerel yönetimlerden başlar. Yerel yönetim bu yanıyla güçlü değilse hiçbir partinin iktidarda başarılı olması mümkün değildir. 2019 yılı için de bu durum aynı olacaktır. Mart ve Kasım ayları. 2019 yılındaki diğer seçimlerinin anahtarı Mart ayındaki mahalli idari seçimleridir. Biz hazırlıklarımı bu anlayışla yapıyoruz. Milletimizin bizden beklentisinin farkındayız. Kendisiyle yarışan bir hareket, bir dava olarak geriye gitmeye yerinde saymaya dahi tahammülümüz yok" dedi. Artık İstanbul'da hava kirliliği, su sorunu olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İstanbul'da şimdi bütün mesele gerçek anlamda Medine olma yoludur.Medeniyet yarışında önce çıkma yolu. O Medine'deki belediyecilik anlayışı var ya , kapıyı açık bırakmak kilit vurmamak. Zekata muhtaç olanların olmadığı bir topumu inşa etmemiz lazım. Milletimiz artık belediyelerden derdiyle dertlenmesini bekliyor. Vatandaşlar kendine değer verildiğini, çocuklar için için park kreş kurulmasını bekliyor. Vatandaşlarımızın tüm taleplerini görmek anlamak kendimizi buna göre adapte etmek zorundayız. Bir belediye yönetimi şehrinde yaşayanların ihtiyaçlarına cevap verdiği takdirde başarılı olur. Bu hakikati ıskaladığımız zaman geriye gidiş başlar"dedi.
Gençlere sigara bırakmayı öğütleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dumanclıar varsa sigarayı bırakması lazım. Hem kendine zarar veriyor hem cebine zarar veriyor. Evde hanımefendiye çocuklarına zarar veriyor. Vatandaşlarımızın sigarayı bırakmasını niçin istiyoruz. Onun sağlığı için istiyoruz. Bu mücadeleyi hep vereceğiz. Gençler sigara içtiğini gördüğüm zaman yanıyorum, canımdan gidiyor. Gençlerimize musallat olan uyuşturucu alışkanlığını kurtarmamız lazım. Şehirlerimizi Ancak el birliği ve dayanışma içinde cennet tasavvurunu bir parçası gibi güzelleştirebiliriz.